9 Kas 2013

Masallar


Bizim Tavşandan Masallar

Çocuklarımızı hayata hazırlayan ilk adımdır. Masallar sayesinde çocuklarımız fark etmeden evrensel değerleri, sevgiyi, saygıyı, mutluluğu, hüznü kısacası "hayatı" öğrenmeye başlıyorlar. Yine masallar sayesinde hayal güçleri gelişiyor. Düşünme yetenekleri artıyor. Şimdi gelelim masalımıza

19 Eki 2013

Hayvanlar Konuşur mu?

Herkesin mışıl mışıl uyuduğu zamandı
Güneşin selamıyla çilli horoz uyandı.

Çıktı erik dalına -Üü rü üü, üü rü üü!
Sabah oldu Ayşegül, Haydi okula yürü!
SERÇE
Gökte uçarken bile duyardı kokusunu.
Anne serçe sevgiyle okşardı yavrusunu.
-Gagasını sevdiğim, canım serçecik, cik ciik!
Kanatların tül gibi, tüylerin kadifecik!
LEYLEK
Kışın yaklaştığını bulutlardan anladı.
Uzun bacak leyleğin laklağı yankılandı:
-Hazırlığa başlayın, lak lak lak, lak lak lak!
Göç vakti geldi dostlar, yolumuz hayli uzak

5 Eyl 2013

Altın Yumurtlayan Kaz

Altın Yumurta

Bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar, bir adam varmış ve çok fakirmiş. Biri kız, biri erkek iki çocuğu varmış. Küçük bir kulübede yaşıyorlarmış.Yiyecek ve giyecek de hiç bir şeyleri yokmuş. Adam para kazanmak için çok uğraşmış ama başaramamış.Bu yüzdende çok üzülüyorlarmış. Küçük bir toprak parçasına ekin ekmiş ama kuraklık yüzünden hiç verim alamamış. Fakir adam ve karısı aralarında konuşuyorlardı. Kadın: "Çocuklar iki gündür 
hiç bir şey yemediler, açlıktan ölecekler!" Fakir adamda çocuklarının çaresizliğine çok üzüldü. Dua etmeye başladı. Bu durumdan kurtulmak için ama yapacak pek bir şeyleri de yoktu. Daha sonra adam yardım istemek ve toprak ağasından borç para almak için bir köye gitmeyi planladı. Büyük
 bir ormandan geçerek köye gidiyordu ki yol kenarında hayatında daha önce 
hiç görmediği, çok büyük ve çok güzel bir ev gördü. Muhteşem evin duvarları,
güneşin altında çok daha fazla parlıyordu. Toprak ağasından borç para istedi 
ancak toprak ağası fakir adama borç para vermedi. Büyük bir hayal kırıklığına
 uğradı.Şimdi ne yapabilirim? Diye kara kara düşünmeye başladı. Yolda giderken
 gıdaklama ve viyaklama sesleri duydu. Arkasına baktığı zaman bir kazın 
tek başına tarlada durduğunu gördü. Fakir adam kazı aldı ve evine doğru 
yola devam etti. Hava kararmak üzereydi ve adam adımlarını hızlandırdı.
Eve girince kadın, kocasının elindeki kazı gördü ve çok şaşırdı! Bu kazı
 nereden buldun? diye sordu. Adam, "Onu yolda gelirken evin yakınlarında 
bir tarlada buldum" dedi. Sonra evlerinde bir yuva yaptılar ve kazı yuvanın 
içine yerleştirdiler. Kaza baktılar, onu iyice beslediler ve sonra yatmaya gittiler.
Ertesi gün adam kaza yem vermeye gittiğinde yuvada parlayan bir yumurta gördü
ve gözlerine inanamadı. Fakir adam karısını, Neredesin ?Hemen gel!"diye çağırdı."Ne
oldu , neden bağırıyorsun ? diye sordu kadın.Adam," Şu altın yumurtaya bak !" dedi 
ve yumurtayı kadına gösterdi. Ve sonra çok zengin oldular. Kendilerine tarla,süt vermesi
 için inek aldılar ve pahalı elbiseler giymeye başladılar. Artık çok zengin olmuşlardı.
Kibirlenmeye başladılar. Adam ve kadının kalbi o kadar katılaştı ve duygusuz oldular ki hiç 
kimseye yardım etmediler. Bir gün adamın kızının kız arkadaşı kızı evine çağırdı.
Akşam olunca,genç kız arkadaşını evine gitmek için hazırdı .Annesinden izin aldı
ve yola çıktı.Serin bir rüzgar esiyordu, ormandan geçti, çiçekler, sallanan çalılar ve yapraklar 
gördü. Sonunda arkadaşının evine vardı ve kapıyı tıklattı. Sonra iki kız arkadaş konuşmaya başladılar. Arkadaşı, seni ilk gördüğüm zaman çok fakirdiniz. çok kısa zamanda zengin oldunuz .
Kız, "Zenginliğimizi gerçek tek bir hikayesi var. Yıllar önce babam bir kaz buldu. Kaz bize çok şans getirdi çünkü kaz her gün altın yumurtluyordu. O yumurtaları sattık ve para kazandık. Hala 
satmaya devam ediyoruz dedi.Arkadaşı onu kıskandı ve her gün tek tek uğraşacaklarına 
bütün yumurtaları bir anda almalarını  tavsiye etti. Kız babasına, arkadaşının tavsiyesini anlattı.
Aç gözlü adam, " Artık kazın her gün yumurtlamasını bekleyemeyiz" dedi. Kadın, "Yani ne yapacaksın?" diye sordu.Adam, "Kazı öldüreceğiz ve bütün yumurtaları alacağız" dedi. Bu kötü plana karar verdiler ve o gece uyudular. Kaz onların bütün konuştuklarını duymuştu ve onlar
uyuyunca evden uçup gitti. Sabahleyin aç gözlü adam kazı kesmek için yuvasına geldiler.
Ama kazı bulamadılar. Adam ve karısı dışarı çıktı ve bütün köyü aradılar ama bulamadılar. 
Üzüldüler. Açgözlülükleri yüzünden her gün altın yumurtlayan kazlarından oldular.
Aç gözlü olmanın hiç kimseye faydası olmaz. Kanatkar olmak, elimizdekilerin değerini bilmek en güzeli.İyi geceler çocuklaaar.


3 Eyl 2013

Tavşan ile Kaplumbağa

Tavşan ile Kaplumbağa 

 Tavşanın birisi çok övünüyormuş.- Bu ormanda benden hızlı koşan yoktur. Varsa gelsin yarışalım diye söyleyip geziyormuş. Kaplumbağa bir gün:- O kadar böbürlenme kendine de o kadar güvenme.
 Ben senden daha hızlı koşarım. İstersen yarışalım demiş. Tavşan
kaplumbağanın bu sözlerine kahkalarla gülerek:- Sen mi benimle yarışacaksın diyerek alay etmiş. Ama yinede yarışı kabul etmiş. Yarışın başlangıç ve bitiş yerlerini
 belirlemişler, yarış başlamış tavşan çok hızlı başlamış.Ama biraz ileriye gidince geri dönüp bakmış ki tavşan. Kaplumbağa hiç görünmüyor.
Yatmış ağacın dibine uyumuş. Uyandığında bakmış ki kaplumbağa yarışı bitirmek üzere. Tavşan koşmuş fakat kaplumbağa varış yerine ondan önce
ulaşmış. Kaplumbağa tavşana:" Hiç bir zaman kendini başkalarından üstün
görme, sen uyudun, ben çalışarak seni geçtim" demiş...

2 Eyl 2013

Konuşan Meyveler

Elma
Yemyeşil dalım güzel,
Yanakta alım güzel,
Çocuklar yesin beni
Tazecik balım güzel.

Besinlerle doluyum,
Hem tatlı hem suluyum.
Gelinlik ağaçların
Kıpkırmızı şalıyım.

                                                   Armut dersem dök de gel,
                                                   Elma dersem çık da gel,
                                                   Sabahları koluna
                                                   Sepetini tak da gel.

Küçük Bir Karıncanın Hayatı

Küçük Bir Karıncanın Hayatı

 O gece çok fazla yağmur yağmıştı. Küçük karıncada daha dünyaya yeni gelmişti. Gözlerini açmış ama hayatın daha
ne olduğunu farkında bile değildi. Yavru bir karıncaydı.
 Etrafına bakındı ama annesini göremedi, onu aramak için
 içeriye sızan küçük bir delikten bakınca onun gibi binlerce
 karıncanın uzunca bir merdivenden yukarıya doğru çıktıklarını gördü.
 Bir anda bende bu işi yaparım duygusuna kapıldı. İlk defa dışarıyı görmek onu heyecanlandırdı. Ama annesini biraz bekledi. Kimsenin gelmemesi onu iyice üzmeye başlamıştı. Karnı da çok acıkmıştı. Etrafına bakındı yiyecek ve içecek pek bir şey görünmüyordu.
 Düşünmeye başlamıştı. Tam o sırada arkasından bir ses duydu.
Bu ses annesinin sesiydi! Hemen annesine koşarak sarıldılar.
 Ve bir daha ayrılmamak üzere.İyi geceler çocuklaaar.

17 Ağu 2013

Uykucu Kedi

Uykucu Kedi


Yumak adında bir Kedi, bir gün kaldığı evin içinde devamlı uyuyordu. Evin sahibi yumağın devamlı uyumasına çok kızıyordu.Çünkü evine 
bir fare dadanmış, sahibini çok rahatsız ediyordu.Ve yumağın bu fareyi tutmasını istiyordu. Yumak ta devamlı uyuduğu için,evin sahibi de yumağa kızıp gitti başka bir kedi getirdi. Bizim yumakta bu duruma çok bozuldu ama bir yandan da keyfinin bozulmamasını istiyordu. Bir plan yapması gerekiyordu ve düşünmeye başladı. 
Eve yeni gelen kedinin gitmesi için,farelerle anlaştı. Peynir karşılığında onlara  peynir verecek,  farelerde eve yeni gelen kedinin evden gitmesi için çalışacaklardı. Fareler düşündüler bir plan yaptılar.Fareler bir kaval alıp öyle içten, öyle güzel
 çaldılar ki evdeki kedi de  takıldı kaval çalan  farelerin peşine ve  evden çıktı. 
Fareler de onu uzaklara götürdüler. Bizim uykucu yumak ta yeni gelen kediden
 kurtulmuş oldu. Tabi ki söz verdiği gibi evdeki peynirlerden farelere verdi böylece 
hep birlikte mutlu bir şekilde yaşadılar.

16 Haz 2013

Küçük Kız ile Tavşan Nasıl Karşılaştı?

Küçük Kız İle Tavşan Nasıl Karşılaştı?
Beş yaşında küçük bir kız. Bir gün ablasıyla  nehir kıyısında oturuyordu. Ablası yanında okumak için kitaplar getirmişti..Küçük kız, kitaplardan birine göz atmıştı. Ama içinde hiç resim olmadığını gördü. Hemen sıkıldı ve tembel tembel etrafına bakınmaya başladı. Tam o sırada, yanından beyaz bir tavşan zıplayarak geçti. Küçük kız onun insan gibi giyinmiş olduğunu görünce şaşırdı!
Tavşan bir müddet durdu ve ceketinin cebinden bir saat çıkardı. Saate baktıktan sonra, kocaman bir ağaca doğru hızla koşmaya başladı. Küçük kız daha önce hiç böyle bir şey görmemişti. Merak etmeye başladı.Tam o anda tavşanın bir deliğe hoplayarak girdiğini gördü. Onu deliğin içinden takip etti ve yere düşünceye kadar uzun bir mesafe kat etti. Düşerken, duvarlardaki resimleri, rafları ve kancalara asılmış haritalarda gördü. En sonunda yere düştü ve kendini bir salonda buldu.Küçük kız ne yapacağını bilemedi, salondan çıkabilmek için bir çıkış kapısı aradı.Sonunda bir kapı gördü. Bu bir bahçe kapısıydı. Hemen koştu bahçe kapısını açtı. Ne kadar şahane bir bahçe! diye haykırdı küçük kız. Bahçede bir kulübe vardı. Oraya vardıktan sonra, yavaşça kapıyı açtı. Tam o sırada beyaz tavşanı gördü. Tavşan gülümseyerek ona bakıyordu. Küçük kız koşarak ona sarıldı ve arkadaş olmaya karar verdiler. Bir daha ayrılmamak üzere...

                                                    Bu yazı 600 defa okunmuştur.






 

15 Haz 2013

Hachiko'nun Sadakati!


Hachiko'nun Sadakati!
Bir profesör bir gün işine giderken yolda bir yavru köpek görür.Yavru köpek her nasılsa kaybolmuştur. yavru köpek yaşlı adamı görünce hemen ona koşar. Yanına gelir ve göz göze gelirler. ona yalvaran gözle bakar.Beni yanına al ne olur dercesine. Yaşlı adam alır önce bir görevliye bırakmak ister.Sahipleri gelir arayabilirler diye. Bir müddet bekledikten sonra gelen olmayınca yavru köpeği yanına almaya karar verir.Ve kucağına alır evine götürür.Onu odanın bir yerine gizler. Önce karısına söylemez.Sonra bir sürprizim var sana der karısına.Bu akşam istasyonda ilginç bir şey oldu der. Karısına onu bulduğunu söyler.Ancak karısı istemez geri götürmesini ister. O da geri götüreceğine söz verir.Evin kızı da çok sevmiştir yavru köpeği. Kalması için annesine yalvarır. Profesör yavru köpeği alır,bir barınağa götürür. Orada da kabul etmezler.Çok dolu olduklarını söylerler. Profesör, yavru köpeği yanına almaya karar verir.Boynundaki tasmadan onun çok uzaklardan geldiğini anlar.Adını Hachiko koyar. Profesör Hachiko'yu çok sever ve ona eğitim verir.Birlikte oyun oynarlar.Profesör işe giderken Hackiko her sabah tren istasyonuna kadar ona eşlik eder.Akşam olduğunda da profesörü karşılamaya istasyona gelir ve birlikte eve dönerler.Bu böyle devam eder.  Profesör bir gün işinde çalışırken aniden yere düşer ve ölür.Hachiko her gün olduğu gibi o günde tren istasyonunda profesörü bekler. Ancak sahibi bir daha gelmez.Bir gün Profesörün eşi tren istasyonuna gelir. Hachiko'yu görür ve çok üzgün olduğunu anlar.Ona sarılır ve ağlar.Sakıncası yoksa bir sonraki treni birlikte bekleyelim mi der?Ve birlikte beklerler o gün.   Hachiko her gün tren istasyonunda bekler.Sahibi gelmeyince arada bir eve gidip bakar sonra tekrar tren istasyonuna geri gelir. Hackiko tam böyle dokuz yıl  tren istasyonunda sahibini bekledi ve orada beklerken öldü.Tren istasyonuna Hachiko'nun  heykeli yapılır SADAKATİNDEN dolayı...

 









11 Haz 2013

Bizim Tavşan Evini mi Temizliyor?

Bizim tavşanın bu gün temizlik günü
Sabah olunca erkenden kalkar horoz sesiyle kakirikuu...!
Bizim tavşan bu gün evi temizlemeliyim.
Bahçeme gidip sebze ve meyvelerimi toplamalıyım.
Pazara gidip ürünlerimi satmalıyım der.
Ve plan yapar. Önce kahvaltımı yapmalıyım
 diye düşünür.
Yatağından kalkıp önce tuvalete gider.
 Ellerini ve yüzünü yıkar.
Kahvaltısını hazırlar. Tabi ki olmazsa olmazıdır
 kahvaltıda havucu, bizim tavşanın.
Tavşan çayını demler.Ekmeğini, yumurtasını,
peynirini ve havuçtan oluşan
kahvaltısını hazırlar. Ve afiyetle yer. Kahvaltısını
 yapıp hemen işe koyulur.
Evini süpürür,camlarını, kapılarını ve yerlerini siler ve çok
 yorulur bizim tavşan,
Öyle ki bahçeye gidip sebze ve meyvelerini toplayamaz.
Pazara da gidemez çünkü akşam olmuştur.
Bizim tavşan akşam yemeğini hazırlar ve yer.
Sonra biraz kitap okur ve uyumak üzere yatağına gider.
İyi geceler çocuklaaar. Devamı yarın. Bizim tavşanın aşık olması?




13 May 2013

Hayatımdan Hüzünlü Bir Renk - Çanakkale Şehitliği

   

Yıl:1915; kanın gövdeyi götürdüğü yıllar.Attığım her adımda ayrı bir üzüntü,bastığım toprağın her karesinde aynı amacın farklı hikayeleri...

                                                          Şehitler Ölmez

   Dün kardeşlerimle beraber Çanakkale şehitlerini ziyaret ettik. O kadar etkilendim ki burada da
paylaşmak istedim.Gelincikleri bilir misiniz? Çanakkale yolunda ilerlerken her iki tarafımızda işte o kıpkırmızı gelincikler uzanıyordu..